15 Nisan 2019

ZABEL YESAYAN: YIKINTILAR ARASINDA

Kitap adı: Yıkıntılar Arasında
Orijinal adı: Averagnerun Meç
Yazar: Zabel Yesayan
Çevirmen: Kayuş Çalıkman Gavrilof
İlk yayınladığı sene: 1911

Yayınevi: Aras Yayıncılık (3. Baskı Haziran 2017)
Sayfa sayısı: 319
ISBN: 9786055753436







Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun oyunu "Zabel, başrol oyuncusu 2 tane "yılın en iyi kadın oyuncusu" ödülü kazanmasa, dikkatimi bile çekmeyecekti... O oyuna gitmesem, Zabel Yesayan'ın adını bile duymayacaktım... Zabel Yesayan'ı öğrenmesem, ülkemiz topraklarındaki acı Nisan 1909 olaylardan haberim bile olmayacaktı... Hoş, hiç haberim olmasaydı, belki daha iyi olurdu, acı gerçeklerdi zira öğrendiklerim...

Zabel Yesayan Batı Ermeni edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak tarihe geçmiş bir Osmanlı vatandaşı. Osmanlı toplumunda anti-militarist hareketin ve feminist akımın öncülerinden kabul edilen, Üsküdar'da doğmuş ve maalesef Sovyetler Birliği'nin Stalin yönetimindeki zalim döneminde, Sibirya'da bir toplama kampında bilinmeyen bir tarihte ölmüş, mezarının yeri bile bilinmeyen bir kadın öncü... 

1909'da İstanbul'da 31 Mart olayları cereyan ederken, gerici hareket, tarih boyu şahit olduğumuz kışkırtmalar, spekülasyonlar ve düşmanlıklarla yola çıkarak, başta Adana olmak üzere, tüm Klikya bölgesinde Ermenilere karşı bir katliam başlatıyor. Yabancı olduğumuz bir sahne değil maalesef: 1955'teki 7-8 Eylül olaylarından, 1978'deki Maraş katliamından, 1993'teki Madımak katliamından farklı değil, bir tür pogrom bu yaşanan...

İşte "Yıkıntılar Arasında", Zabel Yesayan'ın, 1909 Adana olayları sonrasında, İstanbul Ermeni Patrikhanesi'nin görevlendirdiği yardım heyetinin bir üyesi olarak bölgeye gidip gördüklerini aktardığı bir eser. Bu kitabı farklı kılan, olaylara politik değil, insani gözle bakıp aktarması... Tek taraflı bir propaganda sunmayıp, "sezar'ın hakkı sezar'a" yaklaşımıyla, olabildiğince tarafsız bir yaklaşımla olayları anlatması... Kimseye, hatta kendini görevlendirenlere bile yaranma güdüsü taşımaksızın, süreç boyunca hatalı olan herkesi sözü dolandırmadan korkusuzca işaret edebilmesi...

İç acıtan bir kitap bu... Yaşanan bireysel acılardan içiniz acıyor... İnsanlık nasıl da tarihten hiç ders almamış da aynı coğrafyada daha bu olayların üzerinden 6 yıl geçmeden benzer olaylar yaşanmış, sonra 1955'te bir daha yaşanmış, sonra 1978'te bir daha, 1993'te bir daha, anlamakta zorlanmaktan içiniz acıyor... Daha 100 yıl öncesinin bu olaylarından bu kadar bihaber olmaktan kaynaklanan utançla içiniz acıyor... Ama bu acıya rağmen, kitap elinizden düşmüyor...

Geçmişle yüzleşmekten korkmayanlar için tavsiye ederim bu kitabı... Belki bir gün o köylere giderseniz, bir başka bakarsınız kanla sulanmış o taşlara, topraklara, her bir çimen ayrı bir anlam ifade eder artık size...

Bu kitabı satın almak için burayı tıklayabilirsiniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder