11 Ekim 2015

PANAIT ISTRATI: BARAGAN'IN DİKENLERİ

Kitap adı: Baragan'ın Dikenleri
Orijinal adı: Les Chardons du Baragan
Yazar: Panait İstrati
Çevirmen: Alper Turan
İlk yayınladığı sene: 1928

Yayınevi: Fabula Kitap (1. Baskı-2015)
Sayfa sayısı: 116
ISBN: 978-605-9115-63-6








Panait İstrati rahmetli babamın en sevdiği yazarlardandı... 15-16 yaşlarındayken, yazları okul tatilken, sokakta oynamamıza sıcak diye izin verilmediği öğlen saatlerinde onun kitaplığına dalar, yaşımın anlamama izin vermemesine rağmen, kitaplığındaki klasikleri okurdum.. İşte o günlerde, Panait İstrati'nin kitaplarını da okumuştum ama geriye hiçbir şey kalmamıştı....

Babamın o zamanlarki yaşına ulaştığım bugünlerde, yeniden o yazarları keşfediyorum... Panait İstrati ile gerçek tanışmam da işte bu "keşif" amacıyla oldu... ve neden babamın bu yazardan bu kadar etkilendiği anlayabildim sonunda....

Baragan'ın Dikenleri, biten yazın tozlu, kurak ve özlem dolu günlerini andıran bir roman... Kahramanımız bir çocuk... Romanya'nın kırsalında, çocuksu hayalleri yaşamın acımasızlığına direnen bir çocuk.... Fakirliğin, yoksulluğun ve gücün acımasızlığının lime lime ettiği yaşamında, Baragan'ın dikenlerinin peşinden koşarak kaderini "yaratan" bir çocuk....

Roman, bize Romanya'nın köylerindeki acımasız düzeni anlatıyor ama esasında tüm dünyaya hakim olan adaletsizliği göz önüne seriyor... Köylünün yaşam savaşını ve sonuç vermeyen, boşa giden başkaldırısını resmediyor... Kitabın sayfalarında ilerledikçe, dünyanın değişmeyen düzenine lanet okuyorsunuz... ve ümidinizi yitiriyorsunuz ve sonra bir bakıyorsunuz, yaşam devam etmiş.... küçük güzellikler ve mutluluklar, düzenin boğucu kötücüllüğünü herşeye rağmen gölgelemiş....

Hızla okunan, ama okudukça acıtan bir roman Baragan'ın Dikenleri.... Bitince kekremsi bir tortu yaratan, iz bırakan....

Bu kitabı satın almak isterseniz burayı tıklayınız

1 Ekim 2015

JERZY KOSINSKI: BOYALI KUŞ

Kitap adı: Boyalı Kuş
Orijinal adı: The Painted Bird
Yazar: Jerzy Kosinski
Çevirmen: Aydın Emeç
İlk yayınladığı sene: 1965

Yayınevi: E Yayınları (2. Baskı-2011)
Sayfa sayısı: 239
ISBN: 978-975-390-069-0








Boyalı Kuş, çok sert, çok zalim, çok acı verici bir roman... Hem okurken elinizden bırakamadığınız, hem de her satırında canlanan sahneyi görmemek için gözlerinizi sımsıkı kapatmak istediğiniz bir roman... Boyalı Kuş, yaşamın en acımasız halini içeren bir roman, hatta bir otobiyografi, bir anı kitabı......

Yazarını tanımadan ve hatta romanın sonundaki "sonsöz"ü okumadan Boyalı Kuş'u tanımlamak, doğru değerlendirmek pek olası değil. Jerzy Kosinski 1933'te Polonya'da doğuyor. 6 yaşındayken İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında, anne babasından uzak düşüyor, oradan oraya sürükleniyor. 9 yaşındayken şahit olduğu bir çatışma sonrasında konuşma yeteneğini kaybediyor. Ancak 5 yıl sonra, savaş bittikten sonra geçirdiği bir kaza sonrası konuşma yeteneği geri geliyor. 1957'de ABD'ye gidiyor. Kamyon şoförlüğünden, otopark bekçiliğine bir sürü değişik işte çalışıyor. Bir yandan da eğitimine devam etmek için Ford Vakfı Bursu alıyor. Belgesel ve roman yazmaya başlıyor. Bir çelik tüccarının zengin dul eşiyle tanışıyor ve onunla evlenerek yüksek sosyete hayatına giriş yapıyor. Bolluk, refah, parıltılar içindeki yaşamını 1991'de banyoda kendisini plastik torbayla boğarak sonlandırıyor....

İşte bu sıradışı ve belli ki "rahatsız" yaşamın can alıcı bir bölümünü anlatıyor Boyalı Kuş.... Doğu Avrupa olduğunu anladığımız ama tam olarak hangi topraklar olduğunu tanımlayamadığımız bir coğrafyada, ismini bilmediğimiz, İkinci Dünya Savaşı'nın karmaşasında anne babasından uzak düşmüş bir çocuğun ağzından yaşadıklarını okuyoruz... Bir zaman geliyor, bu kadarı da olmaz diyoruz isyanla.... O derece net ve sert ve acımasız bir dünya anlatılıyor bize bu romanda... Ama sonra, birden günümüz dünyasına bakıyoruz ve bir de ne görelim: aslında hiçbir şey değişmemiş, sadece şekil değiştirmiş ve aynı acımasızlık son sürat devam ediyor.... Hele bir de "Boyalı Kuş" hissedenlerdenseniz, o çocuğun kötülükle yoğrulmuş masumiyetinde doğan yalnızlığın içinizde sızım sızım dolaştığını duyumsuyorsunuz.... 

Ama bu romanı daha da vurucu kılan sonsözü.... Jerzy Kosinski'nin kitap yayınlandıktan 10 sene sonra yazdığı bu sonsöz, aradan geçen süre içinde, yazarın maruz kaldığı toplumsal linçin boyutlarını ortaya öyle bir koyuyor ki, bir de oradan bir darbe yiyorsunuz.... İkinci Dünya Savaşı'nın hepimizin bildiği gerçeklerini bu derece sansürsüz ve yalın ifade ettiği için, ne eski ne de yeni vatanında rahat edebiliyor yazar... hatta sadece kendisi değil, ailesi de nasibini alıyor bu saldırılardan.... Bir "Boyalı Kuş" olarak aldığı darbelere rağmen ayakta kalmaya çalışıyor... ta ki dayanamayıp, herşeyi sonlandırma kararını uygulayıncaya kadar....

Gerçeklere olduğu gibi bakma cesaretiniz varsa, günü geldiğinde "Boyalı Kuş" olmaya hazırsanız, hemen alıp okuyun bu kitabı... yok benim pencerem bana yeter diyorsanız, o zaman yorulmayın boşuna...